Ahmet Türk (d. 2 Temmuz 1942; Dargeçit Mardin), 11 Aralık
2009 tarihinde kapatılan DTP'nin son genel başkanı, uzun yıllardır siyasetin
içinde bulunan Kürt asıllı Türk siyasetçi.12 Haziran 2011 tarihinde yapılmış
olan 24. Dönem Milletvekili Genel Seçiminde BDP'nin destekleyeceği bağımsız
aday olarak Mardin'den aday olmuştur. Kürt milliyetçisidir.
Ahmet Türk, 2 Temmuz 1942'de Mardin'in Derik ilçesi'nde
dünyaya geldi. Güneydoğu'nun aşiretlerinden Kanco ailesindendir. 1954 yılında
babası Hacı Sinan’ı kaybeden Ahmet Türk’ün aktif politik hayatı, milletvekili
ağabeyi Abdürrahim Türk’ün öldürülmesi ile başladı. İlk defa milletvekilliği'ne
XV. TBMM Döneminde (1973) Demokratik parti’den Mardin milletvekilli olarak
seçildi. Daha sonra bu partiden istifa ederek (CHP)ye katıldı
Devam eden yıllarda çeşitli sol partilerde görev aldı. 1988
yılında sayısı 6 bini bulan insanın ölümüne ve daha fazlasının da sakat
kalmasına neden olan Halepçe Katliamı nedeniyle 1989 yılında Paris’teki Kürt
konferansına katıldığı gerekçesiyle milletvekili bulunduğu SHP’den ihraç edildi.
1990'da HEP'nin kurucu üyesi oldu.
O günlerde Halkın Emeği Partisi’ni kurarak başladığı etnik
siyaset çizgisi, bugün DTP’yle yeni bir boyut kazandı. Hareketin partileşmesi
ve sonucunda DTP'nin kurulmasından sonra, Aysel Tuğluk ile birlikte partinin
genel başkanlığına seçildi. Böylece, Aysel Tuğluk ile birlikte, Türkiye'de
eşbaşkanlık sistemini ilk uygulayan parti genel başkanı olmuştur. Haziran
2006'da yapılan DTP kongresinde eşbaşkanlık sisteminin kaldırılması üzerine,
partinin tek genel başkanı olarak yeniden seçildi. Şubat 2007 tarihinde yapılan
kongrede, başka hiçbir aday çıkmaması üzerine, yeniden partinin genel
başkanlığına seçildi.22 Temmuz 2007 seçimlerinde bağımsız Mardin Milletvekili
olarak meclise girmiştir.
HEP kuruculuğu ile DEP milletvekilliği ve genel
başkanlığının ardından, HADEP ve DEHAP yönetiminde de aktif roller üstlenen
Ahmet Türk, Abdullah Öcalan’la da zaman zaman görüşmeler yaptı. Bu konudaki bir
anısını şöyle anlatıyor: “Biz rahmetli Özal’ın mesajını götürmek üzere
Öcalan’la görüştük. Özal, bize ‘Akan kanın durması için çaba içinde olmanız
gerekir.’ deyince, kendisine ateşkesin sürmesi için Bekaa’ya gitmeyi
düşündüğümüzü söyledik. ‘Elbette’ dedi.”
Türk, eski DEP’li arkadaşlarının ısrarları sonucu yeniden
Ankara’ya döndü ve siyasette 3. kez şansını denemeye karar verdi. Oysa birkaç
ay öncesine kadar Zana ve arkadaşlarının kuracağı partiden umutsuzdu.
Milliyet’ten Hasan Cemal’e verdiği röportajda, etnik partilerden şöyle
bahsemişti: “Bugüne kadar kurduğumuz bütün partilerde, inandırıcılık eksiği
vardı. Parti içi hukuk, parti içi demokrasi açısından olumlu bir şey söylemek
güçtü. Bu yüzden Türk aydınlarına da güven veremedik. Çünkü ipler perde
arkasında başkalarının elinde diye düşünülürdü. Bu nedenle muhataplarımız
tarafından pek ciddiye alınmazdık. Şimdi yeni bir anlayış geliştirmek
zorundayız. Vesayetle, vekâletle siyaset üretemeyiz artık.”
Lise mezunudur. Birinci, İkinci, Üçüncü, Dördüncü ve Beşinci
Dönem Mardin Milletvekilliği ile TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu
Başkanlığı yapmıştır. Evli ve 8 çocuk babasıdır.23. Dönem Mardin Milletvekili
olarak TBMM'ye girmiştir. 11 Aralık 2009 tarihinde partinin kapatılması ve
milletvekilliğinin elinden alınması ile görevi sona erdi.24. Dönem Mardin
Milletvekili olarak TBMM'ye tekrar girmiştir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder